Soru: Bilinçliliğe, ya da spiritüel aydınlanmaya yaklaşabilmek için, önce zihnimin işleyişi hakkında bir hayli şey öğrenmem gerektiğini düşünüyorum.

Hayır, gerekmiyor, zihnin sorunları, zihin düzeyinde çözülemez. Bir kez temel işlev bozukluğunu anladığınızda, öğrenmeniz, ya da anlamanız gereken herhangi bir şey kalmıyor. Zihnin karmaşıklıklarını incelemek, sizi iyi bir psikolog yapabilir, ama bunu yapmak, tıpkı deliliğin incelenmesinin, akıllılığı yaratmaya yeterli olmadığı gibi, zihnin ötesine götürmeyecektir. Bilinçsizlik halinin temel işleyiş biçimini zaten anladınız; bu zihinle özdeşleşmektir ki, o sahte benliği, ego’yu yaratır, onu var’lıkta köklenen gerçek benliğinizin yerine geçirir.

Ego’nun gereksinimleri hiç bitmek bilmez, o kendini savunmasız ve tehdit altında hisseder, bu yüzden korku ve istek hali içinde yaşar. Bir kez bu temel işlev bozukluğunun nasıl çalıştığını anladığınızda, artık onun tüm tezahürlerini araştırmaya, onu karmaşık bir kişisel sorun haline getirmeye gerek kalmaz. Ego, elbette, bunu sever, o daima kendi illüzyonik benlik duygusunu desteklemek ve güçlendirmek için, bağlanacağı bir şey arar, böylece sizin sorunlarınıza seve seve bağlanır. İşte bu yüzden, birçok insanın benlik duygusunun büyük bir bölümü, kendi sorunlarına yakından bağlıdır. Bir kez bu olduğunda, onların istedikleri son şey bu sorunlardan kopmaktır; çünkü bu, sahte “ben”liğin kaybı anlamına gelecektir.

Acı ve ıstıraba bir hayli bilinçsiz ego yatırımı olabilir. Ancak bir kez bilinçsizliğin kökeninin ne olduğu anlaşıldığında, onun hemen dışına çıkar, orada mevcut hale gelirsiniz. Orada mevcut olduğunuzda, zihinle karışmadan, onun olduğu gibi olmasına izin verebilirsiniz. Zihin kendi başına işlev bozukluğuna sahip değildir. O olağanüstü bir alettir. İşlev bozukluğu, kendinizi zihinde aradığınızda ve onu gerçek benliğinizle karıştırdığınızda ortaya çıkar. İşte o zaman, o egosal zihin haline gelir ve tüm yaşamınızı ele geçirir.

zvr