Ayrıntıcı bir düşüncenin, sade bir düşünceden ayrımı oldukça keskindir. Bir konu üzerinde söylemlerde bulunurken, konuyu en ince ayrıntılarına kadar irdeleyerekten kesinliğe daha yakın düşünceler elde edebiliriz.
İlk insandan, şimdiki zamandaki insanlığa kadar her buluş, ayrıntıcı yaklaşımlarla ilerleyen insanlar sayesinde var olmamış mıdır?
Peki, şimdiki zamanda insanlığın kaçta kaçı ayrıntıcı düşüncelerle gelişime önem veriyor?
Bu çağda insanlığın kaçta kaçı yeni bir buluş arayışındadır?
Ne yazık ki, günümüz dünyasında, her düşünceyi basite alan veya önemsemeyen, bir arayış içinde olmayan, faydalı düşüncelerden çok, zararlı düşüncelerle yaşamını zindana çeviren insanlar var. Bu durum oldukça can sıkıcı, zehirli düşüncelere sahip insanların davranışları, evreni ve insanlığı kirlettiği gibi, gelecek nesli de büyük oranda kirletecektir. Bu kirletmenin sonucu olarak, insanlık, her geçen zamanda daha da vahim bir duruma dahil olacaktır. İyilik ve kötülük kavramları arasında ki oran, kötülüğün yükselmesiyle büyük değişimlere uğrayacak ve iyi insanlar kötülüğün karşısında zorlanaraktan büyük kayıplar vereceklerdir.
İnsanlığın dünyayı cehenneme çevirmesinin en büyük kaynağı, doğallıktan her geçen gün uzaklaşılması,gerçeği görmek yerine nefse kapılıp, nefsinin kurbanı olmakta zorlanılmaması ve yanlışların doğrulardan daha kârlı olduğu düşüncesine sapılmasından kaynaklıdır. İnsan, kötü bir canlı olarak doğmaz. İnsanın yetişirken bulunduğu ortam, düşüncelerinin iyi veya kötü yönde oluşumunda büyük rol oynar ve doğru veya yanlış tercihlerin oluşumunda kritik etkiler sağlar. Bu döngünün örnekleri gereğinden fazladır.
İradelerini kullanmakta zorluk çeken insanlar, yanlış yapma potansiyeline her zaman daha yakındırlar. Ayrıca, doğru düşüncelerin uzağında olmaktanda gurur duymaktan kendilerini alı koymazlar. Bu tür insanlar çok rahat yönlendirilirler, menfaat uğruna her şeyi yapabilirler ve insanın insan olduğundan utanmasını sağlayacak hareketlerde çok rahat bulunabilirler.
Nedense sistemin körelen yapısı, “gerçekçi düşünce yapıları” üzerine yararlar sağlayacak faaliyetlerde bulunmaz. Örneğin; öğrenciler ezbere mahkum edilir ve özgürce düşünmeleri engellenir. İnsan, insan olduğu için sevilmez. İyi insan kirletilir, kötü insan kullanılır. Toplumlar da bu duruma çok kısa sürede, aşırı rahat bir şekilde alışırlar ve sorgulama gayesinde bulunmazlar çünkü, genel olarak menfaatleri her zaman ön planda yer alır ve bu sebebin sonucu olarak insani değerler yok sayılır. Tüm bunların sayesinde kirli düşünceler, temiz yüreklerin oluşturduğu yarar sağlayacak düşüncelere engeller koymakta zorlanmayacaktır. Düzen böyle iken ve dünya her geçen gün kirli insanlar barındırırken, yanlış ve kötü düşünceler; iyilikleri, kötülüklerin baskısı altında tutmaya devam edecektir. Vicdanın ve ahlakın her geçen gün azaldığı bir dünyada, şu anda bile; katliamların artması ve savaşların son bulmaması bu söylemleri doğrular niteliktedir.
Bu sebeplerden ötürü, insanlığa yararlı olacak düşünceler için çabalamak ve toplumun düşüncesini yararlı düşüncelere yöneltebilecek çalışmalarda bulunmak bir nebze dahi olsa durumu değiştirebilir.
Seçenekler topluma aittir.
Gerçeklerle örtüşen doğru seçimler, yanlış düşüncelerin sebep olduğu göz yaşlarını dindirebilir.
İyilik ancak iyiliği destekleyen toplumlar sayesinde var olabilir.
Ayrıntıcı, yararlı ve ahlaka uygun içerikli düşünceleri bilince yer edinen insanlar sayesinde dünya kirden arınabilir.
İnsan, seçeneklerin temelidir.
Mert Altınsoy